Sinema

Akıl ve Ruh Hastalıklarını Konu Edinen Gelmiş Geçmiş En İyi Filmler

Eğer hepimiz akıl ve ruh hastalıklarını konu edinen gelmiş geçmiş en iyi filmler listesini merak ediyorsak bu konuda soru işaretlerinizin giderileceğinden emin olun.

Akıl ve Ruh Hastalıklarını Konu Edinen Filmler Neden İzlenmeli?

İster istemez çoğu kişinin ilgisini çekebilen bir konu olan akıl ve ruh hastalıkları, son zamanlarda ve kült filmlerde de etkisini bir hayli gösterebilmeyi başardı. Kimi zaman oyuncuları akıl hastası olmadıkları halde bile akıl hastanesine girmiş şekilde veya o anı çok iyi yaşatabilmiş şekilde görebiliyoruz. Burada oyunculuğun gerçekten çok ciddi bir meslek olduğunu fark edebilir ve kişileri takdir edebiliriz.

Akıl ve Ruh Hastalıklarını Konu Edinen Gelmiş Geçmiş En İyi Filmler
Akıl ve Ruh Hastalıklarını Konu Edinen Gelmiş Geçmiş En İyi Filmler

Bu Filmlerin Diğer Filmlere Göre Tercih Edilebilme Olasılığı Neden Fazla?

Sinemada en büyük detaylardan biri merak unsurunun peşinden gitmek. İzleyici merak ettiği şeylerin üzerinde durmayı sever ve çoğu filmde de yönetmen bunu bildiğinden bu merak unsurunun üzerine gider. Bu mantığa uygundur çünkü merak etmediğiniz hiçbir şeyi izleme zahmetinde bulunmazsınız. Psikolojik hastalıklar da hemen herkesin merak ettiği, bu sürecin nasıl geçirildiğini bilmediği bir alandır. Bunları filmlerde daha çarpıcı yapabilmek, izleyiciyi sarsmak bazen de korku ögeleriyle birleştirebilmek önemli noktalardandır.

Çünkü seri olarak adlandırılabilen filmlerde ilk filmin yeterince merak unsuruna cevap vermediği görülebilir. Bu ikinci veya serinin diğer filmlerinde cevaplanabilmesi gereken bir detaydır. Akıl ve ruh hastalıkları konusunun her zaman akıl hastanesinde geçmemesi de klasikleri yıkan bir tutum olabilir. Çünkü çoğu psikolojik hastalığın akıl ve ruh hastalığı kadar derinlemesine işlenemediğini, kişilerin kendini yeterince kaybedememiş olduğunu söylemek mümkün olabilir.

Akıl ve Ruh Hastalığını Konu Edinen Filmler

Psikolojik anlamda izleyiciyi de etkisi altına almayı başaran filmler, merak duygusunu arttırmayı başarıyor ve sinema bu alanda yine etkileyiciliğine çok şey katabiliyor.

  • American Psyhco (2000)
  • The Machinist (2004)
  • Silver Linings Playbook (2012)
  • Black Swan (2010)
  • Donnie Darko (2001)
  • Otomatik Portakal (1971)
  • Psycho (1960)
  • Girl, Interrupted (1999)
  • David and Lisa gibi filmler ile akıl ve ruh hastalıklarının iyileşme sürecini izleyebilir tabi ki bunların sadece film olmaları dolayısı ile ilgi çekici oldukları için merakınızı giderebilirsiniz.

Akıl ve Ruh Hastalıklarını Bu Kadar İlgi Çekici Kılan Nedir?

Aslında mesele hastalıklarda değil, hastalıkların film haline getirilmesinin bu kadar ilginç olmasında belki de. Yönetmenlerin, oyuncuların meseleleri bu kadar güzel anlatabilmesinde. Bizi dönüp dönüp kült filmleri izleme isteğine boğması bundan kaynaklı olabilir. Eğer filmlerde anlatılabilmek istenen bu kadar güzel anlatılmasaydı veya akıl hastanesi sanrısına kapılamasaydık bu filmleri izlemek için yeterince merakımız olmayabilirdi.

Psikolojik hastalıkları bu denli merak ettiren şey tam olarak bilinmezlik. Kimsenin başından geçmemiş, daha önce deneyimlememiş olduğu hastalıkların nasıl olacağına dair duyduğu merak ve bu merakın getirdiği bununla ilgili filmleri izleyip yaşanmış gibi deneyim kazanma isteği. Bu konunun merak edilmesi elbette ki önemli.

Toplumun akıl hastalıklarına dair bilinç kazanması ancak sinema yoluyla da onun bir nebze daha korkutucu hale gelmesine sebep olabilir. Mesela şizofreni hastalığı sinemada yansıtıldığı kadar korkutucu olmasa da yaşayan kişilerin kendilerini oldukça rahatsız hissettiği bilinir. Ancak sinema kadar dehşet verici de bir şey yoktur bu hastalığa sahip kişiler düzenli olarak tedavi görür ve kendilerini kabullenirler. Çoğu zaman bu gelgit anlarının da azaldığı söylenebilir.

Akıl ve Ruh Hastalığı İle İlgili Bilinmesi Gerekenler

Toplum olarak psikolojik hastalıkları anlamak konusunda bir hayli zorlandığımızı belirtmek gerekir. Toplum içinde hastalığı olduğunu söyleyen birine karşı hiç olmadığından daha meraklı ve gereksiz telaşlı davranabiliyoruz. Bu hastalıklarla ve bu hastalığa sahip kişilerle yaşamaya alışmalı ve hemen bu anlayışsızlığın sona ermesi gerektiğini ümit ediyoruz. Her gün yüzlerce kişiye psikolojik hastalık konusunda tanı koyuluyor ve bu kişiler nasıl baş etmesi gerektiğini bilemediğinden destek alma ihtiyacı duyuyorlar.

Elbette ki destek almalılar ancak bu çevresine bunu nasıl açıklayacağı konusunda olmamalı. Biz onlardan önce davranıp çevremizdeki psikolojik rahatsızlığı bulunan bireylere karşı nasıl davranacağımızı öğrenmeli ve tedbirsiz davranmamalıyız. Böylece toplum olarak birçok şeyin üstesinden gelebilir, hastalığa sahip kişilere de destek olup bu süreci çok daha iyi geçirmelerine olanak sağlamalıyız.

Akıl ve Ruh Hastalıklarını Konu Edinen Gelmiş Geçmiş En İyi Filmler
Akıl ve Ruh Hastalıklarını Konu Edinen Gelmiş Geçmiş En İyi Filmler

Psikolojik Hastalığa Sahip Bireylere Nasıl Destek Olunmalı?

Bu kişilerin belki de en çok ihtiyaç duydukları şey birinin onlara iyileşeceğini söylemesi değil, yanında olduğunu vurgulaması. Bu belki de pek çok şeyin üstesinden gelebilmeyi sağlar. Yanında olup o kişiye bu süreci en iyi şekilde atlatabileceğinizi söyleyin. Sinirli, stresli veya atak geçirebileceği anda sağlık kuruluşlarından yardım alın. Kendiniz de sık sık araştırma yaparak hastalık hakkında bilgi öğrenin. Böylece eğer kişinin çok yakınından biriyseniz genetik olarak hastalıkla karşılaşma durumunda gerekli bilgiye sahip olup kendiniz için de uygulayabilirsiniz. Çünkü bazı hastalıkların genetik olarak karşılaşılma ihtimalleri çok yüksek olduğundan hastalara daha önce aileden birinin hastalığa yakalanıp yakalanmadığı da sorulabilir.

Akıl ve Ruh Sağlığı Nasıl Korunabilir?

Öncelikle virüs zamanlarında da bu detayın üzerinde durulması gerekebilir. Yaşadığımız dönemde bir sürü angarya bulunsa da hayatımızın belirli bir dönemini sakin mecralarda geçirmek bize iyi gelebilir. Meditasyon yaparak, sevdiğimiz işlerle uğraşarak, sinir stresten uzak kalmaya çalışarak ve sevdiğimiz kişilerle iletişim kurarak bazı şeylerin üstesinden gelebiliriz. Teşhis konulmadan önce yapılacak çok şey vardır. Teşhisten sonrası için de sakin bir yaşam tercih edilebilir. Eğer şizofreni gibi çeşitli zamanlarda gelen ataklar yaşıyorsanız kendinizi iyi hissettiğiniz yerlerde bulunabilir, sevdiklerinizle bu süreci daha kolay atlatabilirsiniz. Ayrıca bunları normal zamanlarda da yapmak doğaldır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu