Ekonomi Bilimi Hangi Temel Sorunları Ele Alır?
İçindekiler
Ekonomi bilimi hangi temel sorunları ele alır? Sorusunu yanıtlamak için öncelikle ekonomi kelimesinin tanımını yapmak gerekiyor. Bu kelime bazen iktisatla eş anlamlı olarak kullanılır. İktisat ise “bilinçli, kasıtlı ve ılımlı hareket” anlamına gelir. Ama bizim dilimize tutumluluk olarak geçmiştir. Verilen kaynakların dikkatli kullanılması anlamında düşünebiliriz. Ekonominin kökeni ise Antik Yunan’a dayanır. Ev ve yönetim kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur ve kısaca “ev yönetimi” şeklinde çevrilebilir. Ancak her ikisinin de bugün kullanıldığı anlamı farklıdır.

Ekonomi Ne Demektir?
Yukarıdaki tanımlardan anlaşılabileceği gibi ekonominin bir çeşit sahip olunan kaynakların düzenli bir şekilde kullanılmaya çalışılması olduğunu söyleyebiliriz. Tarihte ilk kez ekonomik bir sistem kuran medeniyet Babilliler olarak bilinir. Ancak modern ekonominin kurucusu olan isim Adam Smith olarak kabul edilir. Onun Milletlerin Zenginliği kitabındaki açıklamalarına dayanarak modern ekonomi biliminin eldeki sınırlı kaynaklara karşılık insanların ihtiyaçlarının sınırsız olması anlamına geldiğini söyleyebiliriz.
Adam Smith kitabında insanları rasyonel, israf etmeden sürekli kar etmek peşinde koşan ve yeterince çalışıp bunu devam ettirirlerse de ekonomik refaha ulaşabilecek olan kişiler olarak kabul eder. Ancak onun bakış açısının ve ekonomi anlayışının yalnızda kapitalist ekonomi için geçerli olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Bu anlamda kapitalist ekonominin temeli sınırlı kaynakların sınırsız ihtiyaçları karşılamak için düzenlenmesi sorununu çözmeye çalıştığını söyleyebilir. Yazımızın başlığında sorulan ekonomi hangi sorunları ele alır sorusunun ilk yanıtı böyledir.
Ekonomi Bilimi Neyi Düzenler?
Ekonomi bilimi temel olarak şunları düzenlemeye çalışır:
- Kısıtlı kaynakları en iyi şekilde kullanarak hangi ürünlerin kimler için üretileceğine ve ne kadar üretileceğini düzenlemek,
- Üretilen ürün ve malların kimler tarafından tüketileceğini düzenlemek,
- Fiyatın oluşum süreçlerini çözümlemek ve fiyatları düzenlemek.
Makro ve Mikro Ekonomi
Ekonomi biliminin genel olarak çözmeye çalıştığı sorunları açıklamak için makro ve mikro ekonominin ne demek olduğunu anlamamız gerekiyor.
Makro Ekonomi: Ekonomiyi bir bütün olarak ele alan ve büyük ve genel bir sistem olarak gören ekonomi dalı.
Mikro Ekonomi: Çok daha küçük ekonomik birimlerin etkinliklerini inceleyen ekonomi dalı. Mesela insanlar, aileler ve şirketler birer küçük ekonomi birimi olarak değerlendirilebilir. Her birindeki ekonomik düzenlemeler için mikro ekonomi terimini kullanabiliriz.

Ekonominin Biliminin başlıca Kavramları
Ekonomi biliminin temel kavramlarını da şu şekilde sıralayabiliriz:
- Üretim
- İhtiyaç
- Kıtlık
- Seçim
- Mal
- Kaynak
- Değer
Bu kavramların açıklanması ekonominin hangi sorunları ele aldığını anlamamızı kolaylaştırır.
İhtiyaç: Bu kavram kapitalist ekonomi ve Marksist ekonomi arasında tartışmalı bir kavramdır. Ancak yukarıda ele aldığımız kapitalist ekonomi bilimine göre düşünürsek ihtiyaç karşılandığında insana haz ve mutluluk veren karşılanmadığında ise üzüntü veren bir kavramdır. Yine kapitalist ekonomiye göre insanların ihtiyaçları sınırsızdır, birbirine rakiptir, farklı şiddetlerdedir, karşılandığı takdirde kişiye zevk verir ve karşılandıkları sürece bir süre sonunda alışkanlık haline gelir. Öte yandan Marksist ekonomiye göre ise ihtiyaç tanımlanması zor bir kavramdır ve zorunlu ihtiyaç olarak gördüğümüz çoğu şey kapitalist ekonominin bize dayatmasıdır.
Üretim: Çeşitli üretim araçları ve kaynakların kullanılarak belirli mal ve hizmetlerin üretilmesi anlamına gelir. Kapitalist ekonomiye göre sermaye, işgücü, girişimci ve doğal kaynaklar bir araya gelerek üretim yapılır. Marksist ekonomi ise üretim kavramında önemli olanın kaynaklara ve üretim araçlarına kimin sahip olduğu sorusuna yönelir. Kapitalist ekonomiyi sert bir şekilde eleştiren Marksist ekonomiye göre üretim sürecinde üretim araçları ve kaynaklar belirli ellerde toplanıp işgücü sömürülmemelidir.
Mal (Meta ya da Emtia): Kapitalist ve Marksist ekonomiye göre herhangi bir ihtiyacı karşılayan her şeye mal denir. Kapitalist ekonomi herhangi bir şey üretmek için kullandığımız hammaddeleri, bunlardan üretilen ve ara süreçte değerlendirilen ara malları ve tamamlanmış malları, daha sonra sanayide ve tarımda üretilen malları, üretim ve tüketim mallarını, son olarak da dayanıklı ve dayanıksız tüketim mallarını inceler.
Marksist ekonomi temel olarak bu ayrımlara katılır, ama onun için önemli olan bir malın meta haline gelme sürecidir. Kapitalist ekonomiden farklı olarak Marksist ekonominin mal ve meta konusunda daha detaylı bir inceleme yaptığı söylenebilir. Çünkü Marksist ekonomistlere göre ihtiyaç kavramı ve hangi malların hangi ihtiyaçları karşıladığı, bunun karşılığında nasıl bir değer kazandığı soruları da karmaşıktır ve toplumsal çözümleme gerektirir.
Fayda: Kapitalist ekonomiye göre herhangi bir ihtiyacımızı karşılıyorsa o maldan fayda sağlarız. O malı kullanırken bizde oluşan tatmin duygusu ve zevke fayda deriz. Fayda kavramı da ölçülebilir ve ölçülemez fayda olarak ikiye ayrılır. Marksist ekonomiye göre de bu mesele oldukça karmaşıktır ve yine toplumsal çözümleme gerektirir.
Değer: Kapitalist ekonomiye göre herhangi bir mal veya hizmetin karşılığında ödenen bedel değerdir. Mal ve hizmetlerin değerini öderiz. Her mal ve hizmetin değeri farklı olduğu için değer kapitalist ekonomi için görecelidir. Ancak Marksist ekonomi bu konuda yine ayrıntılı bir çözümleme yapmıştır. Kapitalist ekonomi için değerin hemen belirlenemeyecek bir kavram olmasının nedenini değişim ve kullanım değerini ayırarak açıklar. Marksist ekonomiye göre her mal için tam karşılığını ödemek basit bir hesap değildir. Çünkü kullanım değeri ve değişim değeri farklıdır. Büyük bir ihtiyacı karşılamasa da elmas bir yüzük değerlidir, ancak önemli bir ihtiyacı karşılasa da bir ürünü bir yerden bir yere taşıyan emeğin değeri çok daha düşüktür.
Kıtlık: Kapitalist ekonomiye göre kıtlık üretim araçları ve üretim seviyesinin insanların ihtiyaçlarını karşılayamayacak düzeye gelmesi nedeni ile ortaya çıkar. Marksist ekonomiye göre ise kıtlığın nedeni üretim araçlarının eşitsiz paylaşımı ve emek sömürüsüdür.
Yazımızın sonunda şunu söyleyebiliriz ki kapitalist ekonomiye göre sınırsız olan ihtiyaçların sınırlı kaynaklarla düzenlenmesi ekonominin temel sorunudur. Ama Marksist ekonomiye göre ise ihtiyaçlar sınırsız değildir. Ekonominin temel sorunu kaynakların ve emeğin eşit ve kimsenin üzerinde sömürü kurulamayacağı bir şekilde düzenlenmesidir.