Tarih

Waterloo Savaşı’nın Detayları

Üzerinden geçen 199 yıla rağmen etkisini günümüzde halen sürdüren, kendisinden sonra gelmiş olan her tarihi olayın belkemiği konumunda olan, Avrupa tarihinin tam anlamıyla mihenk taşı sayılan Waterloo Savaşı’nın detayları arasında en çok dikkat çeken ayrıntı, savaşın yalnızca 6 saat sürmüş olmasıdır.

Waterloo Savaşı'nın Detayları
Waterloo Savaşı’nın Detayları

Napolyon Bonaparte

İmparator, kendisi hakkında 80 maddelik bir liste hazırlansa da hakkında birçok şeyin eksik kalacağı biridir. Napolyon günümüzde dünya çapında bilinen, herkesin en az bir tane özlü sözünü duymuş olduğu bir kişidir. Tarihteki en güçlü üç general arasında sayılmasının yanı sıra, tarafımızca kullanılan metrik sistem ve medeni kanun gibi birçok şeyin planlayıcısı da Napolyon’dur. Genç bir topçu subayı olduğu zamanlarda Toulon Kuşatması’ını yarmış ve üstüne çevrilen planları boşa çıkarıp İtalya’yı işgal eden ordunun başında sivrilmiştir.

Arcole Köprüsü’nde düşmana hücum edip sağ çıkmıştır. Bunun sonrasında Mısır’a gidip piramitlerin gölgesinde bir savaş kazanmış ve Suriye’den geri dönmüştür. Austerlitz’te üç tane imparatorluk ordusu Napolyon tarafından yenilgiye uğratılmıştır. Tacı Papa’nın elinden alıp kendisine taktığı da biliniyor. Rusya üzerine yürüyüp Moskovayı alan tek batılı generaldir. Buna karşın Rusya dönüşünde ordusu Rus kışına kurban olmuştur.

Arthur Wellesley

Wellington Dükü ya da kısa tabirler Wellingyon olarak bilinir. “Napolyon’u Waterloo savaşında kim yendi?” sorusuna en sık verilen cevap Arthur Wellesley’dir. Arthur Wellesley, Waterloo savaşında savunmada olan taraftır. Emrinde bulunan üç ülkenin kuvvetlerinden oluşan bir koalisyonu, yaklaşmakta olan Grande Armee’ye konuşlandırıp savaşın nerede olacağına karar vermiş ve isminin de Waterloo olarak anılmasını sağlamıştır.

Kendisi, bulunmuş olduğu savaşlara bir gün önce kaldığı yerin ismini veriyordu. Napolyon saldırı konusunda ne kadar iyi ise, Wellinton’da savunma da o kadar iyiydi. Buna karşın aralarında doktrinsel farklılıklar da bulunuyor. Wellington, Napolyon’un aksine askerlerine saygu duymazdı. Askerlerinden bahsedecek olduğunda “serseriler” anlamına gelen “Scum” ifadesini kullanırdı.

Von Blücher

Tam adıyla söylemek gerekirse Wahlstadt Prensi ve Prusya Feldmareşali olan Gebhard Leberecht Von Blücher, savaş meydanın bulunan en yaşlı kişi olmasına karşın kilit bir roldeydi. Waterloo Savaşı gerçekleşmeden iki gün önce Napolyon karşısında büyük bir yenilgiye uğramış ve geri çekilmiştir. Napolyon daha sonra Mareşali Grouchy’i, Blücher’i kovalaması ve Waterloo’ya geri gelmesini engellemesi amacıyla göndermiştir.

Buna karşın tam da Napolyon’un isteğinin tersi olarak savaşın tam ortasında Von Blücher, doğu kanadından tekrar gelmiştir. İşin en kötü tarafı da Von Blücher doğudan tekrar savaşa katılmışken, Grocuhy’nin onu halen güneyde sanması ve ordunun yaklaşık üçte biriyle onu aramakta olmasıdır. Von Blücher’in favorisi olan emir “ileri” anlamına gelen Vorwarts’tır.

Bu sebeple kendisinden “Mareşal Vorwarts” olarak söz edilir. Uzun planlar yapmak pek ona göre değildir. Düşmanı görmesi durumunda “Merhamet gösterenleri vurun! Vorwarts!” şeklinde emir verirdi. Blücher’in savaşa olan bu yaklaşımı, Fransızlara Waterloo’da kötü bir süpriz oldu.

Fransız İmparatorluk Ordusu

Fransız Ordusu’nu (Grande Armee) aynı dönemde bulunan diğer ülkelerden ayıran en önemli özellik Meritrokrasi’dir. Bu ordunun komutanları Prusyalı, Avusturyalı ve İngiliz akranlarında olduğu gibi soylu oldukları için komutayı almıyorlar, savaşta gösterdikleri başarılardan dolayı rütbe alıyorlardı. Fransız emir komuta kademesi tam da bu sebeple diğer ülkeleri gölgesinde bırakabilecek kadar efektifti.

Fransız Ordusu askerleri Waterloo Savaşı’nın başlaycağı sırada on yıldan fazla süredir zaferden zafere koşuyorlardı. Bunun yanında Napolyon topçu ekolünden geliyordu ve “Grandes Batteries” adını verdiği çok sayıda top ile savaş meydanına çıkıp, yakın temaslı saldırı öncesinde rakibini bu toplarla ağır bir bombardımana tutuyordu. Napolyon’un “Tanrı savaşta iyi topçunun olduğu taraftadır,” dediği de biliniyor.

Koalisyon Ordusu

Waterloo Savaşı’nın başlayacağı günün sabahı Wellington’un emrinde bulunan 71 bin kişilik bir askeri kuvvet vardı. Bu kuvvetin 28 binlik kısmı Holladan Orange prensi olan Willem’in emrindeki 1. Kolordu’daydı. Bu ordu, İngiliz ağırlıklı olan karma bir orduydu.

Ligny Savaşı

Ligny Savaşı 16 Haziran 1815 tarihinde, Waterloo Savaşı’ndan iki önce oldu. Napolyon’un bu savaşı kazanmasına karşın Ligny Savaşı tamamen stratejik bir yenilgi ve taktiksel bir zaferdir. Prusya ordusunun 20 bin ölü ve yaralı asker vererek savaş meydanından ayrılmış olmasına karşın ordunun büyük bir kısmı düzenli ve işler halde geri çekilmiştir. Ligny Savaşı’nın iki gün sonrasında bu birlikler, Waterloo Savaşı’nda önemli bir rol oynayacaklardı. Ligny’de Prusya ordusunun kaçmasına izin verilmeyecek olunsa, Waterloo’da İngiliz yenilgisi çok muhtemel olacaktır.

Waterloo

Waterloo Meydanı günümüzde dümdüz olsa da Butte de Lion anıtı yapılmadan önce “reverse slope” adı verilen duvarı düşmana dönük küçük yokuşlar içeriyordu. Wellington’un en çok sevdiği şey askerlerini ters yokuşun arkasına konumlandırmaktır. Bu arazi bu taktik için uygun olduğundan Brüksel ile Paris arasında Napolyon ile savaşabileceği birçok yer olmasına karşın Wllington’ın tercihi Waterloo yönünde olmuştur. Waterloo Meydanı sayesinde İngiliz ordusu Fransız topları tarafından yıpratılamayacak bir konumda olacaktı.

Yağmur Etkisi

Napolyon’un Waterloo meydanına varmasından bir gece önce patlak veren fırtına ve sağanak yağış, savaş alanı içerisinde çamur izleri bırakmış ve askerlerin, özellikle topların ilerlemesini yavaşlatmıştı. Napolyon fırsatı kaçırmamak adına saldırı emrini vermek istemiş olsa da mareşalleri onu tam aksine ikna etmişlerdir. Bu sayede çamur öğlen sıcağında kuruyuncaya değin iki ordu yalnızca birbirini izlemiştir.

Hougoumont

Hougoumont, alçak yere konuşlanan Fransız ordusuyla yokuşun arkasında beklemekte olan Hollanda-İngiliz güçleri arasında bulunan bir çiftlik evidir. Wellington savunma konusunda çok iyi olduğundan bu çiftlik evi içerisine bir bölük Prusyalı “rifles” ve üç bölük de muhafız yollamıştır.

Çiftlik evine yerleştirilen bu tüfekçiler yivli namlular kullanıyor olduklarından, Hougoumont’u almak için gelen Fransızlara büyük kayıplar verdirdiler. Huogoumont alınamadığı sürece de İngilizlerin konumlandığı yükseltiye yaklaşmak ve saldırıda bulunmak şansı yitirildi. Fransız askerleri akşamüstü saatlerine kadar bu mevkide kayıplar verdiler.

Waterloo Savaşı'nın Detayları
Waterloo Savaşı’nın Detayları

İlk Fransız Piyade Hücumu

Hougoumont üzerine uygulanan baskı sürdürülürken İmparator, ilk dalga piyadesini merkez İngiliz cenahına gönderdi. Fransa ordusunun sahip olduğu büyük bataryalar da bu sırada düşman merkezini bombalamaktaydı. İl dalga piyadenin lideri olan D’erlon, Wellingten’la İspanya’da karşılaşmış olduğu için onun savunma adına uyguladığı klasik teknikleri biliyordu. Wellington genellikle kısa mesafede yoğunluklu tüfek ateşiyle ön sırayı moral olarak çökerterek geri çekilmesini sağlamakta ve yaklaşan düşmanın gücünden ziyade moraline oynamaktaydı.

Fransız Süvarı Hücumu

Öğleden sonra saat 4 sularında Michel Ney, İngiliz merkez hattı içerisinde bir hareketlenme olduğunu fark etti. Bu durumu İngiliz ağır süvarisinin arkasından gelen Fransız karşı saldırısının yarattığı zayıflık ve geri çekilmenin başlangıcı olarak gördü ve suistimal etmek istedi. Fakat o ana kadar ortaya sürülmemiş Fransız ağır süvarisinin de bu plana eklenmesiyle 9600 kadar atlının tek seferde hücuma kalkması gibi daha önce görülmemiş, olağanüstü bir saldırı manzarası ortaya çıkmıştı. O tarihe kadar bir savaş esnasında kayda geçen en büyük süvarı saldırısı buydu.

Waterloo Savaşı’nın Sonuçları

Her bakımdan tarihi bir önem taşıyan Waterloo Savaşı toplamda 6 saat sürmüştür. Savaşın sonuçları şunlardır:

  • Fransız ordusu 51 bin kişi ile geldiği savaş meydanında toplamda 28 bin yaralı ve ölü, 15 bin kayıp ve 8 bin esir bıraktılar,
  • İngilizler ve müttefik içerisinde oldukları Hollandalılar 17 bin kişilik ordudan 3500 ölü, 3300 kayıp ve 10.200 yaralı verdiler,
  • Prusyalıların 7 bin kişiden oluşan kolordusu 1400 kayı, 4400 yaralı ve 1200 ölü verdiler.

Bu sayılar bir savaşta görülebilecek büyük zaiyatlar arasındadır. Savaş ile birlikte İmparatorluk Fransası’nın sonu gelmiştir. Napolyon birkaç geri çekilmeyle Paris’e kadar ulaşmıştır, fakat bunun sonrasında HMS Bellerophone’a binip teslim olmuş ve İngiltere’ye görülmüştür. Yine de Napolyon’un karaya çıkmasına izin verilmedi.

Gemide bir süre tutulmasının sonrasında asla kaçamayacağı bir yere, Atlantik’in ortasında bulunan herhangi bir kara parçasına en uzakta olan adaya, Saint Helena’ya sürüldü. Napoyol 1821 yılında bu adada öldü. Fransızlar 1840 yılında Napolyon’un cenazesini almak amacıyla adaya geldiler ve mezarını açtıklarında cesedin hiç bozulmadığını fark ettiler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu