Teknoloji

2.5 Milyon Türkün İsmini Taşıyan Uzay Aracı Mars İçin Geri Sayıma Geçti

ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) Mars için inceleme amacıyla yolladığı keşif aracı Perseverance kızıl Gezegen’e ulaşmak üzere. Yani şöyle diyebiliriz ki; 2.5 milyon türkün ismini taşıyan uzay aracı mars için geri sayıma geçti. Geçen sene Atlas 5 roketi ile Florida’dan yola çıkan keşif aracının tahmini varış süresi 17 Şubat olarak açıklandı. Böyle bir ihtimal dahilinde uzaya çıkması gereken isimlerin de içinde bulunduğu araç 2.5 milyon Türk’ün ismini taşıyor.

2.5 Milyon Türkün İsmini Taşıyan Uzay Aracı Mars İçin Geri Sayıma Geçti
2.5 Milyon Türkün İsmini Taşıyan Uzay Aracı Mars İçin Geri Sayıma Geçti

Mars’a Keşif Yolculuğu

Mars her zaman için gizemini korumayı başarmış bir gezegendir. Bu kızıl gezegen içerisinde çeşitli yaşamların bulunabilmesi itibariyle gizemini hala korumaktadır ancak bu gizem onu araştırmacılar ve bilim insanlarının gözdesi yapan yegane özelliğidir. Bu nedenledir ki Mars’a yolculuk üzerinde çeşitli incelemeler yapılmış, teoriler üzerinde durulmuş ve kesin bir keşif yapılmadığı sürece de durulmaya devam edecektir. Mars’a yolculuk Elon Musk’ın tarih vermesi ile bundan yaklaşık 2 sene önce başladı denebilir.

İlk denemeleri Elon Musk ve ekibinde görebilen bizler için bu tarihi anlar oldukça heyecan vericiydi. Zamanla yapılan ve verim alınabilen bu başarılı denemeler internet üzerinden yayınlara devam etti ve izleyicileri meraklandırdı. Sonrasında Çin’in denemeleri oldu ve şu anki geldiğimiz noktada artık 2.5 milyon Türk’ün isminin yazılı olduğu bir keşif aracından bahseder hale geldik. Bütün bu olanlar düşünüldüğünde Mars yolculuğu ve keşfi büyük soluklar getirebilecek bir deneme olabilir herkes için.

Neden Mars’ın Üzerinde Duruluyor?

Buna verilebilecek en mantıklı açıklama Marstaki keşfin sudan yana olmasıydı. Suyun bulunması ileride yaşanabilecek bütün soruların önüne geçerek bunları göz ardı etmemizi sağladı. Elbette bundan sonra yaşanabilecek keşiflerin de önünü açtığını söyleyebilmemiz mümkün. Neticede bu keşif olmasaydı belki soluğu başka gezegenlerde alır ve elimiz boş dönebilirdik. Mars’ın temelde diğer gezegenlerden herhangi bir farkının olmadığını belirtmek gerekir yine de Venüs kadar zehirli gazları bulunmasa da bu onu daha önceden yaşanmış veya yaşanabilecek yapmaya yeterli bir kanıt olmasa gerek. Bilim insanları şu anda her türlü sorunun üzerinde durmaya gayret ediyor kim bilir belki yıllar sonra çok daha iyi ihtimaller üzerinde konuşabileceğiz.

Uzay Keşfi Neden Önemli?

Diğer gezegenlerde bizden farklı yaşam formları olma olasılığını düşünebilmek bile oldukça heyecan verici. Bu tür yaşam formlarının bizimle neden iletişime geçmedikleri, hiç yoktan eğer varlarsa bile varlıklarını biliyor olmamız gibi amaçlarla çıktığımız bu yolda geldiğimiz nokta ilerleyebilmemiz için bir dayanak noktası denebilir. Diğer yaşam formlarını düşünmek bir yana eğer bu gezegenlerde yaşam olabilecekse Dünya’nın küresel ısınma sonuçlarına boyun eğip tercihini başka gezegenlerden yana olarak kullanabilecek kişilerin sayısı azımsanmayacak kadar fazla olmalı. Bu düşünce ile beraber uzay keşfi sanılandan daha fazla önem arz ederek aslında ülkelerin gelişmişlik düzeyinin artmasını sağlayarak onlara bu hususta yardımcı olmaya yetiyor. Belki akıl sır erdirilemeyecek kadar düşünülmesi gereken konularda çokça başarılar sağladık belki de hiçbir yol kat edemiyoruz bunların üzerine durup neyin yanlış neyin doğru olduğuna karar vermemiz gerekiyor olabilir.

Uzay Keşfi Nasıl ve Ne Zaman Başladı?

Bitmek tükenmek bilmeyen bu uzay merakı ve aslında uzay savaşı diyebileceğimiz olaylar merceğinde inceleyebilirsek ilk önce bunun bir güç yarışından ibaret olmadığını hatırlatmamız gerekiyor.

İlk uzay keşifleri ne zaman ve nasıl başladı sorusuna ise;

  • Sovyetler Birliği tarafından başlanmış olan uzay çalışmaları devamında ABD tarafından üstlenilerek ilerletilmeyi başarmıştır.
  • 4 Ekim 1957 tarihinde Sputnik ile başlanmış, ABD ise 4 Ocak 1958 tarihinde Explorer I uydusunu göndermiştir.
  • Daha sonrasında uzay yarışına hayvanlardan maymun dahil edilmiş bunun yaratabileceği psikolojik sorunlar göz ardı edilmiştir.
  • Sovyetler Birliği Luna adını verdikleri uzay kapsülünü yollamış sonrasında Yuri Gagarin gitmiştir.
  • Uzaya giden ilk kadın Valentina Tereshkova olmuştur gibi cevaplar verilebilir.

Bu tür olaylar ile uzay keşifleri hız kesmeden devam etmiştir. Böylece günümüz dünyasında görebildiklerimiz isim taşıyan araçların marsa gitme yolculuğu olmuştur.

Başka Gezegenlerde Yaşam Bulunma İhtimali Nedir?

İhtimaller dahilinde hesap yapılamayacak kadar küçük bir olasılık dahi olsa yine de yaşam bulunma ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. Bu durumda bilim insanlarının araştırmalarına yardımcı olabilecek en temel ihtimal günün birinde bir yaşam formu keşfedilebilecek olunmasıdır. Belki de çok uzak zaman dilimlerinden dahi bahsetmiyor olabiliriz.

2.5 Milyon Türkün İsmini Taşıyan Uzay Aracı Mars İçin Geri Sayıma Geçti
2.5 Milyon Türkün İsmini Taşıyan Uzay Aracı Mars İçin Geri Sayıma Geçti

Suyun Bulunması Yaşam Olduğu Anlamına Gelir mi?

Çok kesin konuşulamaması ile birlikte bu değerlendirmeler kapsamında ele aldığımızda suyun bulunması günün birinde yaşam üzerine konuşabilecek olmamız anlamına geliyor olabilir elbette. Bu da olasılıklar dahilinde değerlendirildiği için bilim insanları en küçük ihtimallerin dahi üzerinde durmaya çalışıyor ve onlar da bu konuda çalıştıkça gün geçtikçe ümitlerin daha çok arttığını söyleyebilmemiz mümkün. Böylece zaman içerisinde soru işaretleri oluşabilse de bu soru işaretlerinin giderilebilmesi için ilerleyen zamanlar üzerinde pek bir tahmin yapmamak gerekiyor denebilir.

İlerleyen Zamanlarda Uzaya Dair Ne Gibi Keşifler Bizleri Bekliyor Olabilir?

Uzay yolculuğuna başladığımız andan itibaren gelinmesi hiç beklenmeyen bir noktada olduğumuz için söyleyebiliriz ki kesin olarak yaşam formu bulmasak dahi suya benzer maddelerin keşfi dahilinde bile çok yol kat edebilmek mümkün. Bu durumda bizlerin üzerindeki yük bu doğrultuda ilerleyerek olabildiğinde keşiflere ağırlık vermek ve bunların bize ne gibi bir getirisi olabileceğini değerlendirmek. Çok çarpıcı keşiflerden bahsedeceğimiz kesin ancak bunların yaşam formu mu yoksa madde üzerine mi değerlendirileceği kesinlikle soru işareti olarak kalmaya devam edecek. İlerleyen zamanlarda bilim insanları ve bizler neler olacağını görebilmeyi umuyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu